3 Nisan 2015 Cuma



          Haftanın son gününden herkese merhabalar ;


         Bir süredir ucundan kıyısından takip ettiğim,çok sevgili dostum Eda'nın yoğun emek verdiği ve beni de tanıştırdığı bir kitap okuma grubundan bahsetmek istiyorum.Bu aralar kendileriyle bir hayli haşır neşir olduktan sonra sizlere de bahsetmek istedim.Kitap Ağacı kitap sevdalıların,gönüllülük esasıyla bir araya gelmesinden oluşan bir okuma grubudur.Her ay bir kaç kitap arasından oylama yapılıyor,en çok oyu alan kitap o ayın kitabı oluyor.Dolayısıyla aynı anda birçok kişinin,aynı kitap hakkında birbirleriyle fikir teyakkuzunda bulunması bana son derece keyif veriyor.Bakış açıları,algılar o kadar farklı seyrediyor ki buda sizin insanlara olan deneyimlerinizi arttırmaya katkı sunuyor.Zaman zaman yazar buluşmalarında bir araya geliyoruz.Son zamanlar da neredeyse her ay bir yazar buluşmamız oldu.En son Nermin Bezmen ve Mario Levi'yi ağırladık.Bu ayın yazarı da Fi ve Çi ile tanıdığımız Azra KOHEN,etkinliğimiz yarın ( 4 Nisan ) saat: 13.30 'da Kadıköy Belediye Başkanlığı Brifing Salonunda,gelmek isteyenler parmak kaldırsın,orada olacağım.

      Bir sonraki Kitap Ağacı yazar buluşması, 19 Nisan saat :13.00 'da Kozzy Kültür Merkezinde Oya Baydar'la olacak.Mayıs ayı yazarımız da dün itibariyle netleşti;Can Bonomo,17 Mayıs Pazar günü saat:13.30 CKM A Salonunda(Caddebostan Kültür Merkezi),etkinliğin düzenleyicisi arasında bende varım,gelin olur mu?

     Hepinize mutlu hafta sonları dilerim.Hoş kalınız ;)

     


31 Mart 2015 Salı





               Sanal Kitap Alışverişi ;


                Ben kitaplarımı bugüne kadar mağazalardan aldım.Koklayarak,dokunarak,rafların arasında gezinerek.İlk defa sanal kitap mağazasından sipariş verdim,bekleme süresi çok uzun olmasa da eğer içerisinde hemen okumak istediğiniz bir kitap varsa sabırsızlanmanız mümkün.Ben yine de kitaplarla buluşmayı,bir çeşit terapi olarak gördüğümden mağazalara uğramayı ihmal etmiyeceğim.

              Bu sabah işe başlamadan evvel gelen kargom,sabah şekeri gibi geldi.Sipariş verdiğim kitapların yazarları,kitap ağacı grubumuzun Mario Levi ile söyleşisinde yazarımızın bizlere önerdiği ve kendisinin çok beğendiği yazarlardan oluşuyor.



            Sanal Mağaza Ganimetlerim ;

              Birgül OĞUZ;  Hah 

              Milan KUNDERA ; Kimlik / Yaşam Başka Yerde

              Oya BAYDAR; Elveda Alyoşa

              Umberto ECO;Gülün Adı

              Ildefonso FALCONES ; Fatıma'nın Eli 

            Aslı VATANSEVER/Meral GEZİCİ.              YALÇIN;Ne Ders Olsa Veririz.(Akademisyenin Vasıfsız İşçiye Dönüşümü )

             Birhan KESKİN ; Y'ol 


               Okudukça fikirlerimi paylaşacağım.Mutlu günler...
                                                                                                 Hoş kalınız....
   
                            




           

             

      
                


                           

23 Mart 2015 Pazartesi


  En tartışmalı yazarlar arasındadır,Orhan Pamuk.Bende oluşan bir ön yargı dolayısıyla hiçbir eserini okumamıştım.Ön yargılarımdan sıyrılmak umuduyla 'Kafamda Bir Tuhaflık' eserinden bir başlıyayım dedim.

  Eserimiz 1969 ve 2012 yılları arasındaki İstanbul'un,gecekondu semtlerinin, kentleşme sürecinden ve içine serpiştirilen bir aşk hikayesinden oluşuyor.Üzerinde altı yıl çalışılmış bir esere göre değerlendirme yaparsak,bana göre yavan kalmış.Tamam güzel fakat bendeki Orhan Pamuk çerçevesini dolduramadı.Gereksiz tekrarlardan son derece sıkılsam da pes etmeden okumayı sürdürdüm.Ben yinede sırf müzesinin olağanüstü bulunmasından ötürü 'Masumiyet Müzesini' de okuyacağım.

   Hikayemizin baş kahramanı Mevlut, çok fazla ilginç bir özelliği olmayan,her gün karşılaştığımız türden biri.Memleketinden İstanbul'a okumak için gelip,imkansızlıklar yüzünden çalışmak,erken yaşta boza ve yoğurt satarak,hayata atılmak zorunda kalmış.Doğrusu yaşadığı aşk bana işte bu kader dedirtti.Yani öyle uzun uzadıya analiz edilecek bir durumu yok aslında Mevlut'ün.Hele ki son yaptığıyla tamam işte yurdumun tipik erkeği dedirtiyor insana.Yalnız son cümleyi kurmasaydı kendisine çok ama çok kızacak ve de hayal kırıklığına uğrayacaktım ; 

   
    ''Ben bu alemde en çok Rahiya'yı sevdim'' dedi Mevlut,kendi kendine...

   
   Bu kitabın vesilesiyle bir noktaya değineceğim.Günümüzde halen gecekondu da yaşayanların sorunları maalesef bitmiş değil.Aş-iş ve daha iyi bir yaşam sürmek için halen köyden kentlere göçler yaşanmakta ve gecekondulaşma halen sürmektedir.Onların umutlarına göz diken inşaat sektörünün mafyaları yoksul ailelerin yaşam alanlarına göz dikmiş,suç üretim merkezlerine dönüştürmüştür.Bu insanları yıldırma politikasıyla mahallelerinden atmaya çalışıyorlar.Örneğin; Fikirtepe,Gülsuyu-Gülensu bugün içinden çıkılmaz bir hal aldı.Kentsel dönüşüm adına,rantsal dönüşüm alanlarına döndü.

    Kentsel dönüşümde rant iyi gelirlinin değil dar gelirlinin olmalı temennisiyle... Hoş Kalınız...



 

20 Mart 2015 Cuma

Evli...Mutlu....:)




   Buraları çok boş bıraktım çok boşladım...Ama biliyor musunuz ? neler oldu neler...

   Müthiş olduğuna daha çok uzun yıllar evvel karar vermiş olduğum adamla Evlendim.Çok keyifli bir hazırlık süreci yaşadık.Çünkü asla ayrıntılara takılmadan,aman o da öyle oluversin canım diye kafamızı hiç yormadan her şeyi bir çırpıda halledi verdik.Yorulmadık demiyorum tabi ki bedenen çok yorulduk ama ruhumuz bu süreçten çok keyif aldı.

    Ben işin fazlasıyla eğlence kısmındaydım.Yani evet birazda tarz meselesi ama ben hiç anlamıyorum, kınasında düğününde süs bitkisi gibi oturan çiftleri.En mutlu gününüz arkadaşım.Ama ben biliyorum kim demişse Gelin dediğin ağır olur,öyle çok hevesliymiş gibi oynamaz aaa ayıptır diye işte bunlar hep onun başının altından çıkıyor. Vallahi bildiğiniz çok ayıp ettim hevesli hevesli oynadım.Kına gecemin de düğün günümün de en çok oynayanı,eğleneni bendim ; ) Oh mis.

    İşin hüzün kısmı yok mu?Tabi ki var...Benim için işin en zor kısmı,evden çıktığım o andı.O anın tarifi yok bende,geçelim... 



      Klasiktir tavsiye ediyor musun?derler ya ;tavsiyemdir ; Dünyanın bütün bekarları EVLENİN ;) Hani diyorlar ya ay canım çok zor ya...Sen evlen de görürüm ben seni.Ay bunun yemeği var ütüsü var temizliği var.Son derece özgür bir ailenin kızıyım ben.Yani bu yaşıma kadar kimseden izin almadım,saat sınırlarımı kendim koydum,evde bir tek işe elimi sürmedim,istediğimi aldım,istediğimi giydim çok şükür.Ve Allah'da karşıma ruhu ruhuma denk birini çıkardı.Tamam kabul ediyorum bu hikayenin delisi benim,beyimiz oldukça sakindir.İki cambaz bir ipte oynamazmış tabii.Denge önemli.İlk günler zordu,beyimiz hep klasik giyiniyor,boy uzun paça boyu uzun,kol uzun ;)tabii ütülerimiz de uzun sürüyor.Evin en gıcık işi ütü,onuda oturttuk sistemine evelallah ;)Yemek kısmını da internetten hallediyoruz;)harikalar yaratmıyorum öyle bir iddiamda yok,biraz kendimi övmek isterdim fakat o kıvama henüz gelmiş değilim.Yani zamanla İnanın insan her duruma alışıyor.

      Neyse biz erdik muradımıza,siz çıkın efendim kerevetine ;)

      Bu arada yavaştan da olsa okumaya devam ettim tabii,onlardan da daha sonra bahsetmek dileğiyle.
                                                                                                                       Hoş kalınız efendim.

22 Eylül 2014 Pazartesi



    Bir fırsatını bulup da bir türlü yazamadım bu aralar...Üzerimdeki rehavetten silkelendim,arındım,enerjimi topladım,hadi artık dedim,bir şeyler karala da iyice bir kendine gel.Buralarda değilken,okumaya devam ettim tabii ki de.Bu arada Hacı Bektaş-i Veli ve Mevlana Hazretleri ziyaretimin arınmak konusunda katkısı yadsınamaz.

    Mesnevi'yi okumaya başladım.Bu eseri tam manasıyla algılayarak,içselleştirerek okumak gerekir.Bu yüzden yanımdan ayırmıyorum,çünkü;bir çırpıda okumak niyetinde değilim.Araya başka eserlerde sıkıştırdığım doğrudur.

   Mesnevi,XII. asırda Konya'da yaşayıp,yine orada vefat eden büyük islam şairi,Mevlana Celaleddin tarafından yazılmıştır. Mesnevi'nin hangi tarihte başlayıp,hangi tarihte bitirildiği kesin olarak bilinmiyor.Altı ciltten oluşuyor.İçeriğinde ayet,hadis,hikaye ve öğütler bulunan,yol haritası niteliğinde eşsiz bir eser olan Mesnevi'yi Mevlana,bir eser ortaya çıkartayım telaşıyla yazmamışken,bizim onu yüzeysel bir şekilde okumamız,büyük haksızlık olur.Bu yüzdendir ki ben Mesnevi'yi,sindiri sindire başucumda tutarak,okumaya algılamaya çalışıyorum.

   Etkin kökenlerimize göre ayrıştırıldığımız bugün de keşke herkes kendine Mevlana'nın şu beyitini şiar edinse,diyor ki ;

        Gel,gel ne olursan ol yine gel,ister kafir,ister mecusi,ister puta tapan ol,yine gel.Bizim dergahımız,ümitsizlik dergahı değildir,yüz kere tövbeni bozmuş olan da yine gel...

        Yazımın gidiş hatını bir anda değiştiren bir şey oldu.An itibariyle bir İranlı ve bir Alman hastam geldi.Tesadüf buya,kızımız Müslüman ve onun için Müslüman olmuş erkek arkadaşı,evlilik işlemine geldiler.İkisi de sufilik ve mevlevilik yoluna girmişler,Allah muvaffak etsin.Mesnevi kitabını gösterince,öyle mutlu oldular ki birlikte fotoğraf çektirdik.Onlarda geçen ay benim gibi Konya'da Mevlana'yı ziyaret etmişler,boşuna demiyoruz,tesadüfler güzel karşılaşmalara vesile oluyor diye.Bana Mesnevi'den Farsça yani öz dilinde bir beyit okudular,çok etkilendim.Halen şaşkınım,bugünün armağanı oldu benim için,paylaşmadan geçmek istemedim.
       Sizlere kitaptan ara ara paylaşımlarda bulanacağım.Şimdilik Hoş kalınız ; )


                             SEN GÜL OL DA,UĞRUNA ÖTMEYEN BÜLBÜL UTANSIN.
   
   

1 Eylül 2014 Pazartesi

Mim-Kitaplığınızdaki En İyi 10 Kitap Kapağı

http://kitapkeyfimm.blogspot.com.tr/   #pamuk şekeri tarafından mimlendim.Şehir dışında,olduğumdan ötürü ancak cevaplayabildiğim içinde,kendisinden özür dilerim...  


1-NUTUK-GAZİ MUSTAFA KEMAL 
   Fazla söze gerek var mı ? yok...

2-KARDEŞİMİN HİKAYESİ-LİVANELİ

   Ben,tam bir Livaneli hayranıyım.Dinlemeyi de okumayı da sevdiğim,sanat ve edebiyat dehası benim için.Kardeşimin Hikayesi de çok çok çok iyi bir eseridir.Kapağına,uzun süre bakıp düşünceye dalmışlığım vardır.


3-ZÜLFÜ LİVANELİ-SERENAD 

   Gözyaşlarıma,hakim olamadığım bir eserdi.Kapağı da çok manalı.


4-KÜÇÜK PRENS-Antoine De Saint-Exupery

İlkokuldaydım,bana bu kitap hediye edildiğinde.Nasılda yıpranmış çok üzüldüm.Bu yüzden kitaplarımı paylaşmayı sevmiyorum ve tabii kitap arşivi yaptığım içinde benden okumak için kitaplarımı isteyenlere alıp,hediye etmeyi daha çok seviyorum.

5-YAĞMUR SONRASI-SARAH JIO

Ayraçları ayrı güzel,kapakları ayrı güzel.Rafta gördüğünüz de oku beni,diye bağırıyor sanki.

6-MART MENEKŞELERİ-SARAH JIO

  Şimdi ben bu koltuğa otursam,birde kahvemi alsam elime,oh değmeyin keyfime ;)

7-BÖĞÜRTLEN KIŞI-SARAH JIO 

Henüz okumadım.Sarah JIO'nun bütün kitapların okumak niyetlisi olduğumdan,bütün eserlerini alıverdim.

8-SON KAMELYA-SARAH JIO

   Bu ki?tabı da okumadım,yalnız bakar mısınız? nasıl içine huzur veren bir kapağı var.Acaba konusu da huzur verir mi?okuyunca anlayacağım artık.

9-SABAH UYKUM-AHMET BATMAN

   Dışarısı buz gibi,sevgilimle oturmuş,sıcacık kahvelerimizi yudumluyoruz.Ordan burdan konuşuyoruz biraz da anıları tazeliyoruz...Kapağa bakınca bende canlanan hayal ;) Bu kitapta okunacaklar sırasında...

10-BİR KEDİ,BİR ADAM,BİR ÖLÜM-ZÜLFÜ LİVANELİ

      Livaneli'nin okumadığım eseri varmış,görünce hemen alıverdim.Buda okunacaklar sırasında.Kara kedileri çok severim ;)

         
      İşte bunlarda benim beğendiğim kitap kapaklarından.Keyifli bir paylaşım oldu benim için,umarım sizinde beğeninize nail olur kitaplarım.
                                                                                                               Hoş kalınız ;)
  

28 Ağustos 2014 Perşembe

OKUMAK HER DAİM OKUMAK ;)

     Buralara uğramayalı iki kitap okudum sevgili dostlar.İlk olarak, Mevlana ve Şems'ten Yüreğimizi Isıtan Hikayelerden bahsedelim.Kitap,öncelikle Mevlana'nın hayatıyla giriş yapıyor,sonra Mevlana'nın yaşamı boyunca süregelen hikayelere yer veriliyor.Mevlana ve Şems'in aralarında ki o ilahi bağ öyle güzel anlatılıyor ki gözlerim ve yüreğim dolu dolu okudum aralarında geçenleri.Şems, Mevlana'yı Mevlana yapan alimlerden biri,Mevlana'nın hocası,gönül dostudur.Mevlana'nın yüce gönlünü tanımak istiyorsanız, muhakkak kitabi alıp okumalısınız.1207 yılında doğan Mevlana, bugün bile adından söz ettiriyor ve söyledikleriyle o günden bugüne ışık tutuyor adeta.

     Mevlana Celaleddin'le Hacı Bektaş-ı Veli'nin aralarında, manevi bir bağın olduğuna değiniliyor kitapta.Her iki pirin de yaradılış bakımından ayrılsalar bile,yolları aynıdır.Hiçbir zaman tarikat kurucusu olmadıkları halde,ölümlerinden sonra kendi adlarına kurulan Mevlevilik ve Bektaşilik tarikatlarının aralarındaki yarış yüzünden bunlar birbirlerine karşıymış gibi gösterilmiş,birbirlerinden ayrılmaya çalışılmıştır,deniyor kitapta.Bence de iki alimin de yaşantıları boyunca,sadece insanı- kamil olup,salt insana değer verdiklerini görmeyip,onları birbirlerinden ayırmaya çalışmak kimin haddinedir ki ?Kitapta öyle güzel hikayeler var ki ruhunuzu her türlü kötülükten arındırıyor,sizi kendinize getiriyor.Sizi öyle bir silkeliyor ki kendinizi buluyorsunuz.Yarın Hacı Bektaş-ı Veli ve Mevlana hazretlerini ziyarete gideceğim,öncesinde bu kitabı okumam beni ziyaretim için daha da heyecanlandırdı.Geziden kesitlerle de aranız da olacağım tabi ki : )


ALTINI ÇİZDİKLERİM : 

''Kul ol da at gibi yeryüzünde yürü.Cenaze gibi halkın omzuna binip de yükselmeye çalışma''
''Herkes haddini bilmeli ve asla gurura kapılmamalı...''
''Gönül birliği dil birliğinden üstündür''


SARAH JIO-Mart Menekşeleri ; Yazarın daha önce 'Yağmur Sonrası' eserini okuyup çok beğenmiştim.En son yaptığım kitap alışverişinde,yazarın tüm eserlerini edindim.Ve Mart Menekşelerini okumaya başladım.Kitap,yağmur sonrası tadında ve doğrusu oradan esintiler bulmadım diyemem.Yine tatlı ama yarım kalan bir aşkın hikayesi.Kahramanımız Emily;bir yazar,Joel'le evli ve son derece aşık bir kadın.Klasik bir aldatma vakasıyla,evlilikleri son buluyor ve Emily yıllardır görmediği, adada yaşayan yengesinin yanına, ruhunu dinlendirmeye gidiyor.Orada kaldığı odada bulduğu 1940' lardan kalma bir günlüğü okumaya başlayarak,ailesine ait büyük bir sırra tanıklık ediyor.Ve bundan sonra bambaşka bir kapı açılıyor Emily için ve o sırrın düğümünü çözüyor.Yağmur Sonrasından,çok iyi olduğunu söylemem ama yazarda beni eserlerini okumaya iten birşey var.Son derece gerçek,samimi ve sıcak buldum konuyu,tabi ki okumanızı tavsiye ederim.

ALTINI ÇİZDİKLERİM :  ''Bir kadının yüreği sırlarla dolu bir denizdir'
                                          ''Hayat,birine seni seviyorum demenin kararsızlığını yaşamak için çok kısadır''
                                                                                                      
                                                                                                     Hoşkalınız ;)

G